Categories: Bireysel, Kişisel Gelişim Leave a comment

Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Anksiyete sözcüğü  Yunancaya dayanan anxietas  kelimesinden gelir ise kaygı , endişe,  korku, merak anlamına gelir. Türkçedeki karşılığı kaygı bozukluğudur. Kalıcı ve sürekli endişe anlamına gelir.

Kaygı; örseleyici, zedeleyici, tehdit dolu, tehlike durumunda ortaya çıkan yanıt, tepki durumudur ve insanın varoluşunun doğasında bulunur. Kaygı düzeyi düşünce süreçlerini olumsuz etkiler. Davranış kalıplarının yaratılmasında ve seçilmesinde çatışma yaratır. Bu çatışma da kaygı düzeyinin artmasına sebep olur.

İki tür kaygı vardır.

Durumluk kaygı insanın içinde bulunduğu durumu tehdit eden, tehlike yaratan koşulların oluşmasından, böyle algılanmasından veya yorumlanmasından oluşur. Hoş olmayan, elem veren anlık duygu durumudur ve herkes tarafından yaşanır.

Sürekli Kaygı: Durumluk kaygıya oranla durağan ve süreklidir. Kişilik yapısının buna yatkın olması sürekli kaygı düzeyini etkiler. Herkesin kaygı düzeyinin birbirinden  farklı olması, durumluk olarak oluşan kaygının anlaşılmasını ve yorumunu değiştirir. Bir kişi için kaygı ve elem veren bir durum başkası tarafından aynı yoğunlukta algılanmayabilir. Eğer durumluk bir kaygı sürekli halde yaşanıyor ise kişide anksiyete bozukluğu oluşur.

Kaygıyı yükselten/ Anksiyeteyi arttıran durumlar nelerdir?

Kişinin tehdit oluşturan bilgi ve haberi zihinsel işlev sürecinde tam anlamaması, anlaşılıyorsa da kişinin iç dünyasında bu bilginin çatışma yaratması, kişiyi tehdit eden tehlikeli bir durum yaratması kaygının yükselmesine sebep olur.

Anksiyetenin / kaygının kaynağı nedir?

– Sevdiğimiz birini kaybetmek-uzak kalmaktan duyulan kaygı

– Başarısızlık, ruhsal ve bedensel örselenme, yaralanma, zarar görme düşüncesiyle ortaya çıkan kaygı

-Altbenlikte bulunan içgüdü ve dürtülere bağlı davranışların ortaya çıkmasından duyulan kaygılar.

– Günahkarlık ve suçluluk duygusu ile birlikte bulunan kaygılardır.

Yabancı dillerde stres terimi de kaygıyı tasvir etmekte kullanılır. Kişinin güçsüz ve yetersiz hissettiği durumlarda daha yoğun şekilde ortaya çıktığını gözlemliyoruz.

IMG_7437Kaygıyı azaltmak için neler yapılabilir?

Kaygı düzeyi kişilik yapısına bağlıdır. Bir kişide kaygı yaratıcı bir durum  başkasında aynı sonucu doğurmayabilir. Önce kaygı yaratan durumun algılanması, anlaşılması ve bilinçlenmesi söz konusudur. Kaygısını tanıyan ve tanımlayan kişiler onu yönetebilir ve takınılacak tutumlarını belirleyebilir.

Kişilik için önemli olan kaygı değil buna karşı kullanılan savunma düzenlerinin niteliği ve kaygıdan kurtulmak için bulunan çözüm yollarıdır. Uyku düzeninin  değişmesi beslenme alışkanlıklarının değişmesi , ayrıca hipertroid, hipotroid, kansızlık, alkol ve madde kullanımı ile de anksiyete ortaya çıkabilir.

Anksiyetenin belirtileri nelerdir?

Psikolojik tanılardan önce bu kişiler mutlaka fizyolojik bir rahatsızlığı olduğunu düşünerek hastanelerin iç hastalıkları veya kardiyoloji servislerine gitmişlerdir. Genellikle bedensel tepkiler çok fazla olduğundan fizyolojik rahatsızlıklarla karıştırılır. Tedirginlik, huzursuzluk, bunaltı ve daralma gibi duygulara eşlik eden halsizlik, yorgunluk, uyuşmalar, ağrılar kalp çarpıntısı görülebilir. Kişi kötü bir şey oluyormuş veya olacakmış gibi hisseder. Yoğun yaşanan anksiyete durumlarında dehşet ve panik hali de eşlik eder.

Anksiyete başka rahatsızlıklara sebep olur mu?

Depresyon , anksiyetenin beraberinde gelen rahatsızlıklardandır. Kişi bunaltı duygusu sebebiyle toplum içine çıkmayı tercih etmez ve zaman içinde içe döner. Bu sebeple depresyon tetiklenir. Ayrıca panik durumunun yoğun yaşanması halinde panik atağına sebep olabilir. Aşırı terleme, üşüme ölecekmiş gibi hissetme,  taşikardi gibi panik atak belirtileri ortaya çıkabilir. Tedavi edilmezse  ataklar artabilir.

Anksiyete ile nasıl baş edilir?

Bu kişilerin yaşamları tedavi olmazlarsa kısır döngü içinde geçer. Kişinin  semptomlar sebebiyle  yaşam kalitesi olumsuz etkilenip günlük yaşantısında engel oluyorsa bir psikoloğa  danışmalıdır. Kaygı yükseldikçe belirtiler artar. Kaygı ile baş edebilmek için önce belirtilerin doğru algılanması, kişi tarafından ne yaşadığının ve hangi durumlarda kaygının ortaya çıktığının bilinmesi ve tanınması gerekir.

 

Psikolog Ezgi Başaran

KOLEKTİF PSİKOLOJİ

 

# anksiyete #kaygıbozukluğu #anksiyetenedir #depresyon #anksiyetetedavisi #psikolog #pedagog #psikologataşehir #psikologezgibaşaran #PANİKATAK #kolektifpsikoloji

 

Bir cevap yazın