Categories: Genel Leave a comment

Travma Sonrası İyileşme

Travmatik bir olaya maruz kaldıktan sonra, birey sonsuza kadar kendisini kötü hissedeceğine dair endişelere sahip olabilir. Acıyı atlatmak ve yeniden güvende hissedebilmek zaman alacaktır. Travma belirtileri birkaç günden birkaç aya kadara sürebilir. Kişi kendini daha iyi hissetse bile zaman zaman acı verici anılar aklına gelebilir ve kendisine acı veren duyguları tekrar hissedebilir. Özellikle olaya dair hatırlatıcı nesneler veya yıldönümleri tetikleyici etkisi gösterebilir.

Ani ölümler ve travmatik yaşantılar dünyanın güvenli bir yer olduğuna dair inancımızı sarsar. Yaşanılan travmatik olay ölüm içeriyor olsun ya da olmasın, hayatta kalan kişi geçici olarak güvenlik duygusunun kaybıyla karşı karşıyadır. Bu kayba verilen doğal tepki yastır.

‘’Toplum olarak yas tutmayı sadece ölüm ya da boşanma gibi büyük yitimlere bir yanıtmış gibi düşünme eğilimimiz var. Oysaki yas tutma, herhangi bir yitim ya da değişikliğe verdiğimiz bir psikolojik yanıt, iç dünyamız ile gerçeklik arasında uyum sağlayabilmek amacıyla yaptığımız bir uzlaşmadır. Keder ise yas tutmaya eşlik eden bir duygudur. Yaşamımız süresince karşımıza çıkan alelade yitimler karşısında keder duyma tekrarlayıcı biçimde başımıza gelen bir olaydır. Birey, yas sürecinde; yadsıma, bölme, pazarlık, suçluluk ve öfkenin olağan olduğunu, yas işinin hem sıkıntılı hem de dengeleri yıkan bir süreç olduğunu ve olağan yasın bazen garip bir biçime bürünebileceğini öğrendiği zaman genellikle rahatlar

-Elizabeth Zintl- Gidenin Ardından’’

Bireyler bu süreçte çeşitli duygularını rahatlıkla ifade edebilecekleri destekleyici sosyal bir ağa gereksinim duyarlar. Sevdiklerinden, bir destek grubundan, bir terapistten veya arkadaşlarından veya meslektaşlarından destek alıyor olmak travma sonrası iyileşme sürecini hızlandıracaktır. İlişkiler değişimin aracılarıdır ve en güçlü terapi insan sevgisidir (Bruce D. Perry, 2006). Sevdiğimiz bir kişinin elini tutmak bile stresi azaltan güçlü bir ilaçtır. Bireyin diğerleriyle bağlantı kurması daha iyi hissedebilmesi için gerekli bir anahtardır.

Aynı zamanda bireyin daha iyi hissetmek adına kendi başına bazı aktivitelerde bulunması iyileştirici nitelik taşımaktadır;

  • Travma, vücudun doğal dengesini bozarak bireyi aşırı uyarılma ve korku halinde dondurur. Egzersiz yapmak ve hareket etmek, adrenalin yakımı ve endorfin salınımın yanı sıra sinir sisteminin onarılmasına yardımcı olur. Dans etmek, bisiklete binmek, yürüyüş yapmak gibi vücudu hareket ettirmeyi içeren her şey bireyin daha iyi hissetmesine yardımcı olacaktır. Hareket ederken vücudunuzda oluşan hislere, ayağınızın yere çarpma hissine, nefes ritminize ve rüzgarı kollarınızda hissetme gibi bedeninizde olanlara odaklanıyor olmak dikkatinizi ve odağınızı düşünceler yerine bedeninizde olup bitene çekmeye yardım edecektir.
  • Duyguları hissetmek ve onları kabul etmek travmadan kurtulmanın anahtarıdır. Günlük tutmak, karmaşık olaylar karşısında stres yönetimine yardımcı olacak bir eylemdir. Duygularla temasa geçmek, ertelemek veya inkar etmek yerine birkaç dakikalığına dahi olsa duyguları deneyimlemek ve ardından nasıl hissettirdiğine bakmak, yaşamaktan kaçınılan duygulara karşı bireyi daha farkındalık sahibi ve güçlü kılar.
  • Çok heyecanlı, endişeli veya kontrolden çıkmış hissedildiğinde, uyarılma sistemini değiştirebilir ve kendimizi sakinleştirebiliriz. Bu durum bireyde daha büyük bir kontrol duygusu yaratacak ve kaygının hafiflemesine yardım edecektir. Nefes egzersizleri yaparak bedenimize dikkati çekmek, yoga gibi gevşeme egzersizleri yapmak ve bireyin stres seviyesini azaltacak kendisine özel eylemlere yönelmesi, müzik dinlemek, hayvan sevmek veya sevdiğiniz size iyi gelen bir videoyu izlemek, resim yapmak gibi, stres seviyenizin azalmasına yardım edecektir. Herkesin stres atma yöntemleri aynı değildir bu nedenle kişinin kendisine iyi gelen stres atma yöntemlerini bulması gerekmektedir.
  • Sağlıklı bir bedene sahip olmak travmanın stresiyle başa çıkma yeteneğini arttıracaktır. Travmatik bir yaşantıdan sonra uyku düzeninde bozulmalar olabilir ancak düzensiz uyku saatleri ve uyku eksikliği duygusal dengenin korunmasını zorlaştırabilir ve travma belirtilerini şiddetlendirebilir.
  • Stres seviyesini azaltan bir diğer eylem ise kişisel bakım yapmaktır. Kişinin kendisine zaman ayırması, kendisini iyi hissetmesine ve kendi ihtiyaçlarını görebilmesini sağlar. Kişisel bakım bireyin, biricikliğini hatırlamasına hizmet eder. Kişisel bakım eylemlerini, banyo yapmak, saç taramak, traş olmak gibi gündelik hayat aktivitelerinden başlayarak geniş bir yelpaze de ele alabiliriz.
  • Travma yaşantısından sonra alkol ve madde kullanımından kaçınılmalıdır. Keyif verici maddeler bağımlılık yaptığı ve beyin kimyasına etki ettiği için bu maddeler tehlikeli olabilir. Devam eden süreçte bağımlılık yaratabilirler. Madde alarak aktif bir şekilde duygulardan kaçınmak, duygularla başa çıkamamaya sebebiyet verir.
  • Yaratıcılık hem eğlenmek hem de iyileşmek için şifa kaynağıdır. Yaratıcılığı ve spontaniteyi kullanmak, kişiyi ana çeker ve özgürleştirir. Resim yapmak, şiir yazmak, müzik yapmak veya sadece dinlemek, dans etmek duyguların dışa vurumunu sağlar. Duyguları somutlaştırır ve görünür kılar.
  • Travmanın etkilerinden kurtulmak uzun zaman alabilir. Bireyin travmayla ve getirdiği duygularla başa çıkma yöntemi ve hızı birbirinden farklıdır. Bazı durumlarda bireyler bu duygularla başa çıkma konusunda zorluklar yaşayabilirler. Bu gibi durumlarda travma alanından bir uzmandan terapi desteği almak süreci atlatmaya yardımcı olacaktır.

Hazırlayan:

Klinik Psikolog M. Merve Uzluk

Bir cevap yazın