İlişkide en temel beklenti anlaşılmak ve değer görmektir. Eşi tarafından anlaşılmadığını ve değer görmediğini hisseden bireyler öfkeyi yoğun olarak yaşarlar. Öfke beraberinde zaman zaman saldırgan davranışları veya saldırgan iletişimi getirebildiği gibi, bazen ise kişi pasif bir duygu durumuna girebilir. İçe döner ve kendisini iletişime kapatabilir, eşinden uzaklaşabilir.
İilişki içerisinde kişiler yanlış anlaşıldığını veya anlaşılmadığını hissedebilir. Bu sebeple ilişkiye olan güveni zedelenir. En zor olan duyguları doğru ifade edebilmek ve karşısındakinin duyguları üzerine düşünebilmek, onu gerçekten anlayabilmektir. Terapide sağlıklı ve olumlu olan duygu ve davranışların üzerine giderek olumsuzları düzeltme üzerine çalışılmaktadır. Karşımızdakini doğru anlamak ve kendimi doğru ifade edebilmek çok önemlidir.
İlişkide kendini anlamak aynı zamanda karşımızdakinin kim olduğunu anlamakla başlar. Kişi Karşısındakini keşfetmeye başladığında, bir süre sonra enerjiyi kendisine de döndürerek kendisinin kim olduğu ve duygularımızı anlamlandırma sürecine girer.
İlişki kurma biçimimiz bebeklik döneminden itibaren öğrenilerek bugünkü halini alır. Geçmiş yaşantıların ve anıların etkisi bu sebeple oldukça önemlidir. Örtük bellekten ifade edilerek hafızaya gelen duygular, düşünce ve davranışlarımızı da anlamlandırmamızı sağlar. Bu sebeple geçmiş, terapide önemli bir alana sahiptir. Hem ilişki ile bağlantılı hem de ilişkiden bağımsız olan geçmiş deneyimlerin ilişkideki etkilerini görmek ama geçmişte takılmadan bu günü yaşayabilmek, iyileştirici bir etki sağlamaktadır.
Bpozulan ilişkilerde, ilişkinin bir döngüye girmesi söz konusudur. Bu durum çiftlerin değişimi nasıl gerçekleştireceklerini bilmemelerinden kaynaklanmaktadır. Öğrenilmiş olan davranış bir değişiklik meydana getirmediği ve ilişkiyi bir döngüye soktuğu halde farkında olmadan tekrar edilmektedir. İlişkinin döngülerini terapist gözetiminde keşfetme imkanı bulduğunuzda ise tekrar eden yanlış döngü sonlandırılmış olur, yeni davranış biçimleri gelişir.
İlişki terapisi aynı zamanda kişisel olarak da bir gelişim ve değişim sürecidir. Bu süreçten geçen bireylerin benlik algılarında farklılaşmalar meydana gelmektedir. Kişiler kendilerini daha iyi tanıma fırsatı yakalayarak, lişki terazisinde kendilerini tartmaya başlarlar. Bu terazinin dengesini bozan hatalar iki taraflı fark edilince terazi denge seviyesine daha rahat gelecektir.
İlişki terapisinde deneyimlenen yeni iletişim şekilleri çiftin ilişkisinde bir olgunlaşma oluştururken aynı zamanda sosyal yaşamda diğer kişilerle kurdukları iletişimin sağlıksız olan kısımlarını da iyileştirecek, kişiye yeni bir bakış açısı kazandıracaktır.
Psikolog Ezgi Başaran