Günlük yaşamda ölüm korkusu olarak ifade edilen durum, aslında ölüm kaygısı/anksiyetesidir.
Ölüm endişesinin getirdiği en görünen psikolojik boyut da ölümü bir korku olarak nitelemektir aslında. Var olamama tehdidi ile karşı karşıya gelen bir kişi bu durumun doğal bir süreç gibi algılanmasından daha çok ne olacağını ve sonunu bilememenin getirdiği endişe ile bu doğal süreçten korkmakta ve ölüm ile korku kelimelerini birbiri ile bağdaştırmaktadır. Çok korktuğumuz durumlarda bile ‘korkudan ölüyordum’ tabiri bu görüşü desteklemektedir. Var olamama tehtiti yada sevdiği birinin varolmayacağı düşüncesi kaygıyı da beraberinde getirir.
Ölüm kaygısı, sıklıkla yaşanan travmatik bir durumun ardından ortaya çıkabilir. Kayıp-yas süreci sonrasında da yoğun bir kaygı olarak hayatınızı olumsuz etkileyebilecek hatta sosyal hayatınızı devam ettiremeyeceğiniz yoğunlukta kaygılara sebep olabilir.
Ölüm kaygısının bizde oluşturduğu 5 süreçten söz edebiliriz.
İnkar: Ölüm olgusunun hayatımıza girişini kabul edemeyerek bunun doğru olmadığını düşünmemizdir. Öleceğimizi veya yakınlarımızdan birinin öleceğini yada öldüğünü öğrendiğimizde bu durumun gerçek olmadığını düşünmek isteriz.
Öfke: İnkarın anlamsız olduğunu anlayan zihin gerçekle yüz yüze geldiğinde öfke ortaya çıkacak, bu durumun neden bizim başımıza geldiğini, hayatın hiç adil olmadığını düşünmemize yol açacaktır.
Pazarlık: Bu gerçekle yüz yüze gelen kişinin bir sonraki aşaması pazarlıktır. Kişi daha önce hayata göstermediği özeni göstermeye başlar ve her şeyden çok sağlığına dikkat eder. Böylece bu güne kadar yapmadıklarını yaparak ölümle pazarlık eder bir hale geçer.
Depresyon: Her şeyi kaybettiğini düşünmeye başlayan kişi bu durumda derin bir çöküş halindedir ve hiçbir durumdan zevk alamaz. Bu yas süreci çok uzadığı taktirde profesyonel destek alınmalıdır.
Kabul: Tüm yapılanlara karşılık değişmeyen gerçekle yüz yüze gelen kişi bu durumu kabullenerek yaşamaya devam eder. Ölüm endişesi bastırır ve işlemden geçirilir.
İnsan psikolojsi bu ağır endişe durumla başa çıkabilmek için bilinçdışı savunma mekanizmalarıyla hareket eder. Ölüm Kaygısı çoğu zaman yaşamımızın içerisinde var olur ve fobiler şeklinde ortaya çıkabilir. Kan tutması, hastane fobisi, kapalı alan fobisi, uçak korkusu gibi. Tam tersi olarak ölümün üstüne gidecek yüksek adrenaline sebep olan sporlar ve etkinlikleri tercih edebilir.
Ölüm korkusunun hayatınızı olumsuz etkilemeye başladığında, zihninizi sürekli meşgul ettiğini farkettiğinizde korkunuzun kökenini çalışmak ve kaygıyı ortadan kaldırmak için bireysel terapi desteğine başvurulmalıdır.
Psk. Ezgi Başaran